31 Ocak 2008 Perşembe

Hizmet-İş’le Çorum Belediyesi el sıkıştı

Hizmet İş Sendikası Çorum Şubesi Çorum Belediyesi ile Toplu İş Sözleşmesi sürecini tamamladı. Sözleşme maddeleri üzerinde mutabakata varan belediye ile sendika yetkilileri iki ay süren görüşmelerin sonunda el sıkıştı.
Çorum Belediyesi’nde çalışan Hizmet İş Sendikası çalışanlarını ilgilendiren Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri dün itibariyle sonuçlandı. Çorum Belediye Başkanı Turan Atlamaz, Belediye Başkan Yardımcıları Necip Cıdık ve Saim Balcı ile tekrar görüşme masasına oturan Hizmet İş Sendikası Çorum Şube Başkanı İbrahim Eceviş ve sendika yöneticileri 76 maddeden oluşan TİS taslağının tamamı üzerinde anlaşmaya vardılar.
30 Kasım tarihinde başlayan Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin tam iki ay sürdüğünü ve dün gerçekleştirilen son toplantıda Belediye Başkanı ile anlaşmaya vardıklarının müjdesini veren Hizmet İş Sendikası Çorum Şube Başkanı İbrahim Eceviş, iki yıllık süre içerisinde geçerli olacak sözleşme gereğince her yıl için %13’lük zam diliminin geçerli olacağını ve işçi üyeleri için güzel bir anlaşmayı imzalayacaklarını belirtti.
Belediye Başkanı Turan Atlamaz ile gerçekleştirilen görüşmeler süresince herhangi bir anlaşmazlık ya da uyuşmazlık yaşamadıklarının altını çizen Eceviş, üzerinde anlaşmaya varılan ve kabul edilen TİS taslağının Şubat ayı içerisinde sendika üyeleri ve belediye yetkililerinin katılacağı yemekli bir toplantı ile imzalanacağını bildirdi.

KADER HER YANDAN VURDU!

“Başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmemiş” denir ya, aynen öyle…Berber olarak otuz yıllık aktif çalışma hayatından sonra Bağ-Kur’dan emekli olan 54 yaşındaki Mehmet Sarı da, “Bu kadar aksilik, bu kadar dert üst üste gelmez. Acaba bir sınamadan mı geçiyorum?” diye sormaktan kendini alamıyor. Kızlarının yaşadığı talihsizliklere üzüle üzüle ruh sağlığını kaybeden Mehmet Sarı, bugün her biri işyeri sahibi olmuş yetiştirdiği çırak ve kalfalarının bile kendisine olan saygısının azaldığını hissetmenin kendisini kahrettiğini söylüyor.

ÇOCUKLARININ DÜŞTÜĞÜ GEÇİM SIKINTISI,TALİHSİZ ADAMI İNTİHAR NOKTASINA GETİRDİ

İlk olarak sıkıntılarını anlatmak için başvurduğu Halk Günü Toplantısı’nda tanıyoruz 54 yaşındaki Mehmet Sarı’yı. Ailesinin mağduriyetini izah ederken, bir Vali Yardımcısı’nın karşısında olması nedeniyle, mahcup, ezik ve boynu bükük…“Şu ana kadar karakolluk bir durumum dahi olmadı.” diyerek başlıyor halini anlatmaya. Sözlerini bitirdikten sonra ise Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu’nun “Çıkışta beni gör” demesi ile gözleri ışıldıyor sevinçten. “Çok büyük adam” diyor; Vali Yardımcısı Çorumluoğlu’ndan bahsederken. “Benimle görüşmeyebilir, bana ne senin halinden diyebilirdi” diye konuşuyor. Birlikte Valilik Özel Kalem Müdiresi Meltem Güven’in yanına gidiyoruz. İçeri girerken, “Yanımdan ayrılma” diyor, “senden güç alıyorum, sen yanımda olmasan bunları yapacak gücü kendimde bulamazdım.” Yine mahcup bir halde Meltem Güven’e durumunu anlatıyor. Zor mu zor durumu Mehmet Sarı’nın. Şimdiki büyük kızının kocası, çırak olarak verilmiş yanına. Mesleği öğrenmiş, usta olmuş…Allah yazmış ki, kızı Sevda ile evlenmiş, damadı olmuş. Yeni işyeri açarken, kredi kartına yüklenmiş. O borcu ödemek için bir başka bankanın kredi kartıyla borçlanmış. Onu ödemek için bir başka kredi kartı…Öyle öyle borç büyüyüp gitmiş, altından kalkamayacağı boyutlara ulaşmış. Ve sonuçta işyerine bile gidemez hale gelmiş. Mehmet Sarı’nın kızı Sevda epilepsi hastası…Ama iş bununla da kalmıyor; romatizması da var. Ve bir başka rahatsızlığından dolayı ameliyat olması gerekiyor. Ama Bağ-Kur borcunu ödeyememiş ki kocası…Ve kocası Bağ-Kur’lu olduğu için yeşil kart da alamıyor ki…

Genç yaşta evlenen, eşinin ailesi ile birlikte yaşayan ve yıllar yılı 6 kişilik ailenin bulaşığı, çamaşırı, diğer işleri üzerine kalan Sevda, giderek sağlığını kaybetmiş. Ne çamaşır makinası, ne bulaşık makinası…Romatizma olmaz da ne yapar?...Ve son durumu “Evde iki zeytinden başka bir şey yok” diye ifade ediyor 30 yaşında dert küpü haline gelen genç kadın. Üstelik, Mehmet Sarı’nın tek sorunu büyük kızı Sevda da değil. İkinci kızı da sorunlu bir evliliğin sonunda boşanma aşamasına gelmiş. Diğer iki kızı da evliymiş…Neyse ki kıt-kanaat geçinseler de onlarda bir sorun yok.

Bu sıkıntılar karşısında, Mehmet Sarı ruh sağlığını kaybetmiş. Üzüntüsünden birkaç kez intihara yeltendiğini anlatıyor. Hatta bu konuda doktordan raporu da var. Maddi-manevi sıkıntılar öyle bunaltmış ki kendisini, yardım umduğu herkesin eline sarılıyor “Allah razı olsun” diye. Daha sonra Yeşilkart Sorumlusu Mehmet Gözcü’nün yanına gidiyoruz Mehmet Sarı’yla. Kızına yeşilkart alabilmek için gerekli koşulları öğreniyor. Eline aldığı başvuru formu ile birlikte Yeşilkart bürosundan çıkıp evine gidiyoruz. Kapıyı eşi Zekiye Hanım açıyor. Evde iki kişi daha var, ancak bulundukları odadan çıkıp yanımıza gelmiyorlar. Yaktığı sigaranın ardından anlatmaya başlıyor: “Bunlar küçük kızım ve torunum. Küçük kızım boşanmak üzere. Eşi ile girdiği bir tartışma sonucu eşi kızımı bıçakladı. Bu nedenle kızım sakat kaldı. Artık onlara da ben bakıyorum. Bu sorunlar karşısında ruhen çöktüm. Birkaç kez ölmeyi dahi istedim ama beceremedim. Gittiğim doktor sorunları kafana takma diyor. Ama ben babayım. Onların bu durumu her gün gözümün önündeyken nasıl olur da kafama takmam.” Mehmet Sarı, evdeki halini anlattıktan sonra eşi ile birlikte epilepsi hastası kızının bir hafta önce taşındığı evin yolunu tutuyoruz. Kızı Sevda’nın evinde torunu Gamze açıyor kapıyı ve öğreniyoruz ki bu 12 yaşındaki kız evin tüm işlerini tek başına hallediyor. Mehmet Sarı’nın kızı Sevda’yı rahatsızlığı nedeniyle yatarken buluyoruz. Bizi görünce yattığı yerde doğrulan Sevda Ö’ye sorularımızı yönlendirmeye başlıyoruz ve o da başlıyor anlatmaya:

“15 yıldır evliyim. Uzun zaman kayınpederime ait küçük bir evde 4 kişi aynı odada kaldık. Henüz bir hafta kadar oluyor bu eve taşınalı. Eşim alacaklıların sık sık uğraması nedeniyle sahibi olduğu berber dükkanına dahi gidemiyor. Evin ihtiyaçlarını ise eşimin ailesi ile benim annem ve babam karşılamaya çalışıyor. Uzun zaman ailemin ve eşimin ailesinin çamaşır ve bulaşıklarını elimde yıkadım. İkinci el bir çamaşır makinesi alalı fazla zaman olmadı. Bu zaman içerisinde kaldığımız yer nedeniyle bir de romatizma hastası oldum. Doktorlar romatizmanın oldukça yayıldığını söylüyor. Eşimin Bağ-Kur borcu nedeniyle ne karneden ne de yeşilkarttan yararlanabiliyoruz. Böylelikle tedavi dahi olamıyorum. Dolabımda iki zeytinden başka bir şeyim yok. Sağlık ocağına gittiğimde yapılan ölçümlerde kansız olduğum ortaya çıktı. Aynı sorun oğlum Ahmet Can’da da var. Bir süredir kan şurubu içiyor. Tüm bunlar doğru dürüst beslenemeyişimizden kaynaklanıyor.” Tüm bu anlatılanların ardından evin işlerini gören 12 yaşındaki Gamze’ye dönüyoruz. Daha önce takdir alarak sınıfını geçen Gamze annesinin rahatsızlığı ile birlikte üzüntüsünden başarısını da kaybetmiş. Evin temizliğini yapar, yemeğini yapar olmuş Gamze. “Evin temizliğini yapıyorum. Sonra da annemin tarif etmesine göre yemeği pişirmeye çalışıyorum. Zaman kalırsa da derslerimi yapıyorum” diyor. “Annen rahatsızlandığında ne yapıyorsun” şeklindeki sorumuz üzerine ise gözleri yaşla dolarak anlatmaya başlıyor: “Büyüklerimden gördüklerimi… Annem krize girdiğinde dilini ısırmaması için dişlerinin arasına havlu koymaya, ellerini açmaya çalışıyorum, ama gücüm yetmiyor. Benim de böbreklerimde sorun var. Çok ağrı çekiyorum, ancak ben kendimden geçtim, annem iyileşsin yeter” derken de gözlerinden damlalar dökülmeye başlıyor. Kardeşi Ahmet Can’dan söz ediyor Gamze. Annesinin durumunu gördükçe kardeşinin nasıl korktuğunu anlatıyor. Bir süre sonra Sevda’nın kayınvalidesi Suna Ö. geliyor eve. Kendisinin isteğe bağlı sigortalı olduğunu, eşinin ise daha önceden inşaatlarda çalıştığını dile getiriyor. Oğlu ve gelininin durumuna çok üzüldüğünü ellerinden geldiği kadar yardımcı olmaya çalıştıklarını belirten Suna Ö. durumlarının da o kadar iç açıcı olmadığını kaydediyor. Evden ayrılma zamanı geldiğinde Mehmet Sarı isteğini tekrarlıyor:

“Ne olur yardımcı olacak birileri çıksın. Bir yeşilkart olsun verilsin bu çocuklara.”

KADER HER YANDAN VURDU!

“Başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmemiş” denir ya, aynen öyle…Berber olarak otuz yıllık aktif çalışma hayatından sonra Bağ-Kur’dan emekli olan 54 yaşındaki Mehmet Sarı da, “Bu kadar aksilik, bu kadar dert üst üste gelmez. Acaba bir sınamadan mı geçiyorum?” diye sormaktan kendini alamıyor. Kızlarının yaşadığı talihsizliklere üzüle üzüle ruh sağlığını kaybeden Mehmet Sarı, bugün her biri işyeri sahibi olmuş yetiştirdiği çırak ve kalfalarının bile kendisine olan saygısının azaldığını hissetmenin kendisini kahrettiğini söylüyor.

ÇOCUKLARININ DÜŞTÜĞÜ GEÇİM SIKINTISI,TALİHSİZ ADAMI İNTİHAR NOKTASINA GETİRDİ

İlk olarak sıkıntılarını anlatmak için başvurduğu Halk Günü Toplantısı’nda tanıyoruz 54 yaşındaki Mehmet Sarı’yı. Ailesinin mağduriyetini izah ederken, bir Vali Yardımcısı’nın karşısında olması nedeniyle, mahcup, ezik ve boynu bükük…“Şu ana kadar karakolluk bir durumum dahi olmadı.” diyerek başlıyor halini anlatmaya. Sözlerini bitirdikten sonra ise Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu’nun “Çıkışta beni gör” demesi ile gözleri ışıldıyor sevinçten. “Çok büyük adam” diyor; Vali Yardımcısı Çorumluoğlu’ndan bahsederken. “Benimle görüşmeyebilir, bana ne senin halinden diyebilirdi” diye konuşuyor. Birlikte Valilik Özel Kalem Müdiresi Meltem Güven’in yanına gidiyoruz. İçeri girerken, “Yanımdan ayrılma” diyor, “senden güç alıyorum, sen yanımda olmasan bunları yapacak gücü kendimde bulamazdım.” Yine mahcup bir halde Meltem Güven’e durumunu anlatıyor. Zor mu zor durumu Mehmet Sarı’nın. Şimdiki büyük kızının kocası, çırak olarak verilmiş yanına. Mesleği öğrenmiş, usta olmuş…Allah yazmış ki, kızı Sevda ile evlenmiş, damadı olmuş. Yeni işyeri açarken, kredi kartına yüklenmiş. O borcu ödemek için bir başka bankanın kredi kartıyla borçlanmış. Onu ödemek için bir başka kredi kartı…Öyle öyle borç büyüyüp gitmiş, altından kalkamayacağı boyutlara ulaşmış. Ve sonuçta işyerine bile gidemez hale gelmiş. Mehmet Sarı’nın kızı Sevda epilepsi hastası…Ama iş bununla da kalmıyor; romatizması da var. Ve bir başka rahatsızlığından dolayı ameliyat olması gerekiyor. Ama Bağ-Kur borcunu ödeyememiş ki kocası…Ve kocası Bağ-Kur’lu olduğu için yeşil kart da alamıyor ki…

Genç yaşta evlenen, eşinin ailesi ile birlikte yaşayan ve yıllar yılı 6 kişilik ailenin bulaşığı, çamaşırı, diğer işleri üzerine kalan Sevda, giderek sağlığını kaybetmiş. Ne çamaşır makinası, ne bulaşık makinası…Romatizma olmaz da ne yapar?...Ve son durumu “Evde iki zeytinden başka bir şey yok” diye ifade ediyor 30 yaşında dert küpü haline gelen genç kadın. Üstelik, Mehmet Sarı’nın tek sorunu büyük kızı Sevda da değil. İkinci kızı da sorunlu bir evliliğin sonunda boşanma aşamasına gelmiş. Diğer iki kızı da evliymiş…Neyse ki kıt-kanaat geçinseler de onlarda bir sorun yok.

Bu sıkıntılar karşısında, Mehmet Sarı ruh sağlığını kaybetmiş. Üzüntüsünden birkaç kez intihara yeltendiğini anlatıyor. Hatta bu konuda doktordan raporu da var. Maddi-manevi sıkıntılar öyle bunaltmış ki kendisini, yardım umduğu herkesin eline sarılıyor “Allah razı olsun” diye. Daha sonra Yeşilkart Sorumlusu Mehmet Gözcü’nün yanına gidiyoruz Mehmet Sarı’yla. Kızına yeşilkart alabilmek için gerekli koşulları öğreniyor. Eline aldığı başvuru formu ile birlikte Yeşilkart bürosundan çıkıp evine gidiyoruz. Kapıyı eşi Zekiye Hanım açıyor. Evde iki kişi daha var, ancak bulundukları odadan çıkıp yanımıza gelmiyorlar. Yaktığı sigaranın ardından anlatmaya başlıyor: “Bunlar küçük kızım ve torunum. Küçük kızım boşanmak üzere. Eşi ile girdiği bir tartışma sonucu eşi kızımı bıçakladı. Bu nedenle kızım sakat kaldı. Artık onlara da ben bakıyorum. Bu sorunlar karşısında ruhen çöktüm. Birkaç kez ölmeyi dahi istedim ama beceremedim. Gittiğim doktor sorunları kafana takma diyor. Ama ben babayım. Onların bu durumu her gün gözümün önündeyken nasıl olur da kafama takmam.” Mehmet Sarı, evdeki halini anlattıktan sonra eşi ile birlikte epilepsi hastası kızının bir hafta önce taşındığı evin yolunu tutuyoruz. Kızı Sevda’nın evinde torunu Gamze açıyor kapıyı ve öğreniyoruz ki bu 12 yaşındaki kız evin tüm işlerini tek başına hallediyor. Mehmet Sarı’nın kızı Sevda’yı rahatsızlığı nedeniyle yatarken buluyoruz. Bizi görünce yattığı yerde doğrulan Sevda Ö’ye sorularımızı yönlendirmeye başlıyoruz ve o da başlıyor anlatmaya:

“15 yıldır evliyim. Uzun zaman kayınpederime ait küçük bir evde 4 kişi aynı odada kaldık. Henüz bir hafta kadar oluyor bu eve taşınalı. Eşim alacaklıların sık sık uğraması nedeniyle sahibi olduğu berber dükkanına dahi gidemiyor. Evin ihtiyaçlarını ise eşimin ailesi ile benim annem ve babam karşılamaya çalışıyor. Uzun zaman ailemin ve eşimin ailesinin çamaşır ve bulaşıklarını elimde yıkadım. İkinci el bir çamaşır makinesi alalı fazla zaman olmadı. Bu zaman içerisinde kaldığımız yer nedeniyle bir de romatizma hastası oldum. Doktorlar romatizmanın oldukça yayıldığını söylüyor. Eşimin Bağ-Kur borcu nedeniyle ne karneden ne de yeşilkarttan yararlanabiliyoruz. Böylelikle tedavi dahi olamıyorum. Dolabımda iki zeytinden başka bir şeyim yok. Sağlık ocağına gittiğimde yapılan ölçümlerde kansız olduğum ortaya çıktı. Aynı sorun oğlum Ahmet Can’da da var. Bir süredir kan şurubu içiyor. Tüm bunlar doğru dürüst beslenemeyişimizden kaynaklanıyor.” Tüm bu anlatılanların ardından evin işlerini gören 12 yaşındaki Gamze’ye dönüyoruz. Daha önce takdir alarak sınıfını geçen Gamze annesinin rahatsızlığı ile birlikte üzüntüsünden başarısını da kaybetmiş. Evin temizliğini yapar, yemeğini yapar olmuş Gamze. “Evin temizliğini yapıyorum. Sonra da annemin tarif etmesine göre yemeği pişirmeye çalışıyorum. Zaman kalırsa da derslerimi yapıyorum” diyor. “Annen rahatsızlandığında ne yapıyorsun” şeklindeki sorumuz üzerine ise gözleri yaşla dolarak anlatmaya başlıyor: “Büyüklerimden gördüklerimi… Annem krize girdiğinde dilini ısırmaması için dişlerinin arasına havlu koymaya, ellerini açmaya çalışıyorum, ama gücüm yetmiyor. Benim de böbreklerimde sorun var. Çok ağrı çekiyorum, ancak ben kendimden geçtim, annem iyileşsin yeter” derken de gözlerinden damlalar dökülmeye başlıyor. Kardeşi Ahmet Can’dan söz ediyor Gamze. Annesinin durumunu gördükçe kardeşinin nasıl korktuğunu anlatıyor. Bir süre sonra Sevda’nın kayınvalidesi Suna Ö. geliyor eve. Kendisinin isteğe bağlı sigortalı olduğunu, eşinin ise daha önceden inşaatlarda çalıştığını dile getiriyor. Oğlu ve gelininin durumuna çok üzüldüğünü ellerinden geldiği kadar yardımcı olmaya çalıştıklarını belirten Suna Ö. durumlarının da o kadar iç açıcı olmadığını kaydediyor. Evden ayrılma zamanı geldiğinde Mehmet Sarı isteğini tekrarlıyor:

“Ne olur yardımcı olacak birileri çıksın. Bir yeşilkart olsun verilsin bu çocuklara.”

"ÇİNİCİ'NİN GÖRÜŞÜNE UYULACAK"

Belediye Başkanı Turan Atlamaz, Binevler’de yaşayan vatandaşların bölge hakkında bazı istekleri bulunduğunu belirterek, Binevler’in mimarı Behruz Çinici’nin görüşleri doğrultusunda tadilatlar yapmak istediklerini ifade etti. Behruz Çinici’nin yakında Çorum’a geleceğini söyleyen Atlamaz, “Binevler’de mecbur kalmadıkça bir düzenleme yapmadık. Onun isteği doğrultusunda bir çalışma gerçekleştirmek hukuksuzluk olurdu. Bu nedenle Behruz Çinici’nin de görüşlerini almak istedik” diye konuştu.

HİTİT AKADEMİ'NDEN ATLAMAZ'A PLAKET

Çorum Belediyesi işbirliğiyle ‘Üniversite ve Kent’ konulu panel düzenleyen Hitit Akademi Derneği üyelerinin bazıları, panele verdiği destekten dolayı Belediye Başkanı Turan Atlamaz’a teşekkür ziyaretinde bulundu. Hitit Akademi Derneği Başkanı Fatih Maden beraberinde dernek yöneticilerinden Mehmet Ümit, Halil İbrahim Aşgın, Ahmet Köklükaya ve Salih Karslıoğlu ile birlikte Belediye Başkanı Turan Atlamaz’ı ziyaret ederek, panele verdikleri destekten dolayı teşekkür plaketi sundu. Ziyarette konuşan Hitit Akademi Derneği Başkanı Fatih Maden, panelin düzenlenmesine destek veren Başkan Atlamaz başta olmak üzere, panele konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Ruşen Keleş, Prof. Dr. Metin Sözen ve Mimar Behruz Çinici’ye de teşekkür ederek, toplum hayatına katkı sağlayacak faaliyetlerine devam edeceklerini söyledi. Belediyenin katkısının kendilerini daha da yüreklendirdiğini dile getiren Fatih Maden, sivil toplum kuruluşlarının bir araya geldikleri zaman çözemeyecekleri sorun olmadığını, yakın zamanda planladıkları başka programları da gerçekleştirmek istediklerini söyledi. Belediye Başkanı Turan Atlamaz da amacın dışında kurulan sivil toplum kuruluşlarından çok çektiklerini ifade ederek, güzel isimler altında lokal işletenler yerine topluma yararlı dernekleri görmekten mutluluk duyduklarını anlattı.

.

ÇORUMSPOR ŞİRKETLEŞİYOR

Çorumspor yıllardır eksikliğini hissettiği şirketleşme yolunda ilk adımı attı. İdari ve Mali Asbaşkan Selahattin Ezer, şirketleşme ile ilgili araştırmayı başlattıklarını, Pazartesi günü de resmi girişimleri yapacaklarını açıkladı. Dün, Basın Sözcüsü Şerafettin Bahadır ile ortak bir basın toplantısı düzenleyen Selahattin Ezer, Nisan’da yapılacak olan olağan genel kurul öncesi şirketleşme çalışmalarını tamamlayıp kalıcı bir eser bırakacaklarını ifade ederek, “Artık Çorumspor’un da belli bir idare şekli olacak. Kulübün gelir ve giderleri tek tek kayıt altına alınıp tüm parası banka hesabına yatırılacak. Kısacası Çorumspor’un her şeyi şeffaf olacak. Anonim Şirket (A.Ş.) ya da Limited Şirketi (Ltd) mi olacağı ise henüz belli değil. Bu konuda araştırma içerisindeyiz. Pazartesi gününe kadar araştırmalarımızı sonuçlandırıp şirket kurma yolunda da resmi işlemlerimize Pazartesi günü başlayacağız” şeklinde konuştu.

AMİGOLARI TANIMIYORUZ

Mehmet Ali Altunkaya ile Hasan Gözübüyük’ün Çorumspor’un resmi amigoları olmadıklarını da dile getiren Selahattin Ezer, artık Altunkaya ve Gözübüyük’ü amigo olarak kabul etmediklerini vurguladı ve, “Taraftar zor günde de iyi günde de takımının yanında olur, destekler. Ancak biz M. Ali ve Hasan’dan yana çok sıkıntılıyız. Kendilerini amigo olarak tanımıyoruz. Çorumspor’un amigoları değillerdir. Taraftarlarımızın bundan sonra bu bilinçle hareket etmelerini istiyoruz. Kamouoyunun da bu konuda bilgi sahibi olmasını istiyoruz.

2. LİG YOLUNA BAŞ KOYDUK

Çorumspor’un bu sezon 2. lige yükseleceğini de iddia eden Selahattin Ezer, “Biz 2. lige yükseleceğimize tüm kalbimizle inanıyor, takımımıza güveniyoruz. Bu yola baş koyduk. Önümüzde 14 final maçımız daha var. Bu maçlarda gerekli puanları alıp 2. lige yükseleceğiz. Bunun için da taraftar desteğine ihtiyacımız var” dedi.

.

ETİ LİSESİ GENÇLİK SPOR KULÜBÜ'NÜN HAKLI GURURU

2005 yılında kurulan Okul Sporları Federasyonu sağlıklı bir nesil yetiştirilmesi ve spor yapanların sayısının artırılması amacıyla illerde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda, okul spor kulüplerinin kurulmasını teşvik etti. Bu bağlamda Çorum’un başarılı okullarından Eti Lisesi de 2006 yılında Eti Lisesi Gençlik Spor Kulübü’nü kurdu. Eti Lisesi şuan itibariyle Okul Sporları Federasyonu’nun kuruluş amaçları doğrultusunda iyi insan, iyi vatandaş, spor yapan sağlıklı nesiller yetiştirilmesi doğrultusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmekte. Kurulduğu günden buyana Çorum’daki en faal spor kulüplerinden birisi olan Eti Lisesi Gençlik Spor Kulübü’nde, hentbol, voleybol, futbol, basketbol, badminton, halkoyunları, atletizm branşlarında faaliyetlerini imkânlarını zorlayarak sürdürmekte ve yaklaşık olarak 250- 300 civarında gencimize üst seviyede spor yapma imkânı sunmakta. Eti Lisesi Gençlik Spor Kulübü futbolda Birinci Amatör Küme Büyükler Ligi ve yaş guruplarında, voleybolda küçük, yıldız, gençler kategorileri ve yerel ligde, basketbolda küçükler, yıldızlar, gençler kategorisi ve yerel liglerde, badmintonda federasyon liginde faaliyet ve müsabakalara iştirak ediyor. Hentbol’de de 2006–2007 sezonundan itibaren iki sezondur Türkiye Deplasmanlı Hentbol 1. Ligi’nde Çorum’u başarı ile temsil eden Eti Lisesi Gençlik Spor Kulübü erkekler kategorisinde devlet okulu olup 1. ligde mücadele eden İstanbul Haydar Paşa Lisesi ile birlikte ikinci okul spor kulübü olma özelliği taşıması da Eti Lisesi için ayrı bir gurur kaynağı olma özelliğini taşıyor.

SPONSORLUK ANLAŞMASINDA DA BİR İLKİ BAŞARDI

2006-2007 sezonuna ilk kez Türkiye Deplasmanlı Birinci Ligi’ne iştirak eden Eti Lisesi Gençlik Spor Kulübü Erkek Hentbol Takımı sezonu orta sıralarda tamamlamasına rağmen, 2007-2008 sezonunda bir çok federasyon gibi Hentbol Federasyonu’nun da özerkleşme kararı alması sonucu olarak federasyonun alt yapı ve lig faaliyetlerine katılan takımlara ekonomik anlamda hiçbir katkı yapmayacağın açıklaması üzerine ekonomik yetersizlikler sonucu kulüp yönetimi ligden çekilme kararı almıştı. Çorum’u 1. lig düzeyinde hentbol branşında il kez temsil eden bir takımın ligden çekilme kararını yerel basından öğrenen ilimizin başarılı iş adamlarından Murat Koçak ve Ö. Faruk Tuzcu bir toplumsal duyarlılık örneği göstererek Eti Lisesi Gençlik ve Spor Kulübü’nün lige devam edebilmesi için her türlü desteği vereceklerini kamuoyuna açıklamışlardı. Sezon başında Murat Koçak ve Ö. Faruk Tuzcu ile Eti Lisesi Gençlik ve Spor Kulübü yöneticileri masaya oturdu. Salon sporlarında bir ilki gerçekleştiren taraflar ilk resmi sponsorluk anlaşmasını imzaladılar.

"DEVLETİN SICAK YÜZÜNÜ İNSANIMIZA GÖSTERECEĞİZ"

Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Faruk Özkader ve beraberindeki partili yönetici heyeti İl Defterdarlığı görevine yeni atanan Yaşar Ahmet Özkan’ı makamında ziyaret ederek görevinde başarı dileklerini iletiler. AKP Merkez İlçe Başkanı Ünal Sarıoğlu, İl ve Merkez İlçe yöneticilerinin hazır bulunduğu ziyarette ilimizin huzur dolu ve sürekli gelişen bir olduğunu kaydeden İl Başkanı Özkader, ayrıca Çorum’un müteşebbisi yüksek bir şehir olduğunu da vurguladı. Defterdar Yaşar Ahmet Özkan’ın ilimizin gelişmesi açısından önemli işler yapacağından kuşkularının olmadığını da dile getiren Özkader, partilerinin sanayi ve diğer konular açısından yaptığı reformlardan Çorum’un da nasibini aldığını, bu sayede sanayi açısından önemli gelişmeler yaşandığını kaydetti. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Defterdar Özkan ise Maliye olarak hedeflerinin devletin sıcak yüzünü insanlara göstermek olduğunu, Çorumlularla iyi bir diyalog kuracaklarına inandığını ve Çorum’da vergi anlamında sorun yaşanmayacağına inandığını sözlerine ekledi.

GÜNLÜK YAŞAMDA KARMAŞA YARATACAK"

ÖDP İl Başkanı Bülent Diken, son başörtüsü tartışmaları nedeniyle bir açıklama yaptı. Diken, dün yaptığı yazılı açıklamasında “AKP ve MHP’nin Anayasa ve YÖK Yasası değişikliğine dair ortak teklifi, kangren haline getirilmiş bir sorunu ferah ve gerilimi azaltacak bir tarzda çözmekten ve toplumu rahatlatmaktan uzak görünüyor. Bu teklif kurumsal, siyasal ve gündelik hayatta karmaşa yaratmaya namzettir” dedi. Diken’in açıklaması şöyle: “Bu sorunun ortaya çıkışında, siyasallaşmasında ve toplumsal gerilim konusu haline gelmesinde hem çeşitli dönemlerde iktidarda bulunan ANAP’tan, AKP’ye muhafazakar-sağ partilerin hem de 12 Eylül anayasa ve uygulamalarının savunucusu konumuna düşen CHP’nin ve bazı anayasal kurumların büyük rolü bulunmaktadır. Demokrasi ve özgürlükler alanında duyarlılığını kaybetmiş olan bu çevreler, toplumu din ve laiklik adına ‘türban açmazı’na sokmuşlardır. Sonuçta binlerce genç kadın eğitimden alıkonulmuş; milyonlarca insanımız ise yaşam tarzı ve gelecekleri hakkında endişeye sürüklenmiştir. Başörtüsü, bugün ne yazık ki, inanç ve öğretim alanıyla sınırlı bir mesele değildir. Siyasal güçler tarafından kuşatılmış bir konudur. Üstelik Türkiye’de büyük bir kesim, bu konuyu rejimin geleceği ve yaşam tarzı ile ilgili algılarla tartışmaktadır. Bu nedenlerle, uzlaşma ve diyalog yöntemi tüketilmeden, karşılıklı güven iklimi yaratılmadan kalıcı çözüm üretilmesi oldukça zor görünmektedir.”

BİR KOLTUKTA ÇOK KARPUZ !

AK Parti Milletvekili Agah Kafkas, bir koltukta birkaç karpuzu birden taşıyor. Partisinin MKYK Üyesi olmasının yanısıra Teşkilat Başkan Yardımcılığı görevini de yürüten Milletvekili Kafkas, Türkiye Büyük Millet Meclisi Demokrasi Komitesi Başkanlığı, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkan Vekilliği, Türkiye Parlamenterler Birliği Başkanlık Divanı Üyeliği ve Genel Muhasipliği gibi görevlerine bu kez de Türk-Japon Parlamenterler Dostluk Grubu Başkanlığı görevini de ekledi. Geçtiğimiz günlerde yapılan seçim sonucu, kurucusu olduğu Dostluk Grubu’nda yönetim kurulu başkanlığına getirildi. 8 milletvekilinin daha yer aldığı Türk-Japon Dostluk Grubu’nda başkan vekilliği görevini AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, Genel Sekreterliği MHP İstanbul Milletvekili Gündüz Suphi Aktan, Saymanlığı AKP’den Rüstem Zeydan yapacak. Üyeliklerde ise CHP Muğla Milletvekili Ali Arslan, DSP Eskişehir Milletvekili Hüseyin Tayfun İçli, AKP’den Ayşe Akbaş, Faruk Septioğlu ve Mehmet Domaç bulunuyor.

.

"ETKİN VE VERİMLİ İŞLER ÜRETECEĞİZ"

AKP İl Başkanı Faruk Özkader, İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği görevine atanan Yakup Keleş’e bir nezaket ziyaretinde bulundu. Dün gerçekleştirilen ziyarette AKP Merkez İlçe Başkanı Ünal Sarıoğlu ve AKP İl ve Merkez İlçe Yönetim Kurulu üyelerinden bazıları da hazır bulundu. AKP İl Başkanı Faruk Özkader, göreve yeni başlayan İl Genel Sekreteri Yakup Keleş’e “hoş geldiniz” diyerek, yeni görevinde başarılar diledi. AKP Merkez İlçe Başkanı Ünal Sarıoğlu da önceki İl Genel Sekreteri Murat Soylu’nun özellikle Köydes ve Beldes projelerinde başarılı işlere imza attığını hatırlatarak, aynı başarıyı Yakup Keleş’ten de beklediklerini söyledi. İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Kontrolörler Başkan Yardımcısı iken Çorum Valiliği İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği görevine atanan Yakup Keleş ise kaynakları etkin ve verimli kullanarak, daha önce yapılan başarılı çalışmaların sürdürüleceğini ve Çorum halkının desteğine ihtiyaçları olduğunu belirtti.

.

KÖSE'DEN "İKTİDAR" SÖZÜ

CHP İl Başkanı Av. Tufan Köse iki yıl boyunca Çorum’da yapacakları çalışmalarla partilerini hem yerel seçimlerde hem de Türkiye genelinde iktidara taşımak için söz verdi. Geçen hafta yapılan kongre sonrasında dün Merkez İlçe Seçim Kurulu’na giderek mazbatasını alan ve resmen CHP İl Başkanlığı görevine başlayan Av. Tufan Köse, CHP’yi her alanda yüceltme gayretinde olacaklarını da vurguladı. CHP delegesinin desteği ile seçildiği görevde iki yıl hizmet edeceğini söyleyen Köse: “CHP kadroları bilgisi, tecrübeli ve genç kadrolardır. Biz bu kadrolarla partimizi her alanda iktidara taşımak için söz veriyoruz. Kongrede bize oy versin veya vermesin herkese teşekkür ediyoruz” dedi. CHP İl Başkanı Köse toplantı sırasında bir gazetecinin türban ve AKP’nin Alevi açılımı ile ilgili sorularını da yanıtlayarak partilerinin din üzerinden siyaset yapmadığını, kişilerin dininin olabileceğini ancak devletin laik kalacağını, 60 yıldır sağ iktidarların dini siyasete alet ettiğini, CHP’ye ırk ve mezhep temelinde siyaset yapmanın yakışmayacağını da bildirdi.

“GÜN, YEREL SEÇİMLER İÇİN BİRLİK OLMA GÜNÜ”

CHP Merkez İlçe Başkanı İsmail Uçar, İl Kongresi’nde hizmet yarışı yapıldığını ve sonunda kazananın CHP olduğunu belirterek, “Bundan sonra tüm örgütlerimizle birlikte, yerel seçimlere hazırlanmak üzere kolları sıvayacağız” dedi. İktidar partisinin son zamanlarda Alevi açılımı adı altında Alevi toplumunu bölmeye çalıştığını, oysa 100 bin kişinin çalıştığı Diyanet İşleri’nde tek bir Alevi’nin bulunmadığını ifade eden Uçar, “Aleviler, bu dış kaynaklı tezgahları çok iyi biliyorlar” diye konuştu. Halkın din duygularını siyasete alet edenlerin, son olarak türbanı Anayasa’ya yerleştirerek cumhuriyetin laik niteliğini ortadan kaldırmayı amaçladıklarını, milliyetçilik adına da bu oyunlara alet olunduğunu savunan İsmail Uçar, “Üniversiteler tarikat yuvası haline geldiğinde, oralara Türk bayrağı yerine tarikat bayrakları çekilmeyecek mi?” ifadesini kullandı.

75 BİN ADET ÇORUM YUMURTASI HEBA OLDU

Samsun’da önceki geceden beri etkili olan kar yağışı hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Buzlanma nedeniyle yollarda çok sayıda trafik kazaları meydana geldi. Samsun-Ankara Karayolunun 16. kilometresinde sabah saatlerinde meydana gelen trafik kazasında Çorum’dan gelen Serdar Tecimer yönetimindeki 19 AT 283 plakalı yumurta yüklü kamyonet buzlanma nedeniyle yoldan çıkarak yan yattı. İçinde 75 bin adet yumurta olduğu belirtilen kamyoneti aynı istikamette takip eden Haluk Seyrek yönetimindeki 45 Y 1473 plakalı tavuk yüklü kamyon da önündeki aracın yoldan çıkması üzerine fren yaparak durmaya çalıştı. Bu sırada kasası kayan kamyon, yol kenarında güçlükle durabildi. Yetkililer kar yağışının bölgede etkisini sürdüreceğini, buzlanmaya karşı daha dikkatli olunması, zincirsiz yola çıkılmaması tavsiyesinde bulundu.

TIR, ÇARPTIĞI OTOMOBİLLE BİRLİKTE RÖFÜJE ÇIKTI

Ankara’dan Samsun istikametine doğru seyir halinde bulunan Mehmet A. (46) idaresindeki 55 K1172 plakalı tır ile Binevler istikametine geçmek isteyen Kemal A. idaresindeki 19 KAÜ 161 plakalı otomobil Binevler Kavşağı’nda çarpıştı. Çarpmanın etkisi ile tır önünde sürüklediği otomobil ile röfüje çıkarken kazada otomobil içerisinde b.ulunan Gülten A. isimli bir bayan da yaralandı.

KASAP, HAYVAN DERİSİ YÜZERKEN BİLEĞİNİ KESTİ

Sungurlu-Ankara yolu 5. kilometresinde bulunan bir mezbahada çalışan O.K. isimli vatandaş bileğini kesmesi sonucu yaralandı. Bıçak ile büyükbaş hayvanın derisini yüzen O.K. dikkatsizlik nedeniyle bıçağı kaçırınca bileğini kesti. O.K. sungurlu Devlet Hastanesi’nde yapılan tedavisinin ardından taburcu edildi.

SİGORTA İSTEYİNCE İŞTEN KOVDULAR

Şaban Yılmaz isimli vatandaş, daha önce İŞKUR tarafından kendisine bulunduğunu ifade ettiği işinden sigorta istediği için kovulduğunu iddia etti. Halk Günü Toplantısı’na katılarak iş isteğinde bulunan Şaban Yılmaz, daha önce bir çok kere kızının bulunması için halk Günü Toplantılarına katıldığını, kızını ararken de işinden ayrılmak zorunda kaldığını ve sonra İŞKUR tarafından kendisine bir iş bulunduğunu dile getirerek bu işten de sigortasının yapılmasını istediği için kovulduğunu iddia etti. Şaban Yılmaz’ın iddiasını dinleyen Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, Yılmaz’ın tekrar İŞKUR’a başvurmasını istedi.

 
Çorum